Türkiye'de Özellikle Orta Gelir Grubunun Hobilerinden Olan Akvaryum Balığı Yetiştiriciliği, Krizden Derin Yara Aldı 1991-1995 arası 1.5 milyon adede ulaşan balık satışı, krizlerle düşmeye başladı, son krizle 300 binlere geriledi. Akvaryum balığı üretiminde dünyanın en büyük kapasitesine sahip işletmesi olan Bergama'da kurulu Ortadoğu Akvaryum şirketinin ortaklarından Ceyhun Kayalarlıoğulları, yaptığı açıklamada akvaryum kültüründe Türkiye'nin 1980'li yıllardaki durumuna geri döndüğünü söyledi. Bu hobinin özellikle öğrenci, işçi, memur ve emekli grubunun ilgisini çektiğini, 1990'lı yıllarda moda haline gelmesiyle birlikte hem malzeme hem balık satışlarının katlanarak arttığını kaydeden Kayalarlıoğulları, bir dönem satışların 1.5 milyonu aştığını ifade etti. Yükselen satışları ve ülke potansiyelini gözeterek yıllık 200 bin balık üretim kapasitesine sahip tesis kurduklarını ifade eden Kayalarlıoğlu, ithalatın önünü kesebilmek amacıyla 20 ana balık türünde toplam 100 çeşit balık üretmeye başladıklarını söyledi. Türk halkının akvaryuma olan ilgisinin her ekonomik krizde azaldığını, satışların önemli miktarda düştüğünü belirten Kayalarlıoğulları, “Son kriz en büyük darbeyi vurdu. Yıllık ortalama 1.5 milyon adet olan balık satışları, 2001 kriziyle 500 bine, son krizle 300 binin altına düştü. Sektörün en hareketli olduğu dönem kış sezonudur. Türkiye'nin kriz içine girdiği, insanların iş ve gelecek kaygısına düştüğü bir ortamda kimse akvaryumdaki balığı düşünemezdi. Biz de kimseye balık alın diyemezdik” dedi. Akvaryumun sürekli çalıştırılması nedeniyle bir enerji giderinin olduğunu, son yıllarda elektrik fiyatlarının artmasının da insanları bu hobiden vazgeçmeye yönelttiğini bildiren Kayalarlıoğulları, akvaryumun elektrik giderinin insanlar için lüks haline geldiğini ifade etti. BİLGİSAYAR DA ETKİLİ OLDU Kayalarlıoğulları, son yıllarda özellikle öğrenci kitlesini kaybettiklerini, bunda ekonomik sıkıntıların yanında bilgisayarın da etkili olduğunu söyledi. Bilgisayarın çocukların hayatının önemli bir bölümünü kapsadığını, hobi ve eğlence faaliyetlerinin de sanal ortama kaydığını dile getiren Kayalarlıoğulları, “Bundan sonraki dönemde en büyük umudumuz, 1990'lı yıllarda akvaryum alarak bu hobiye başlayan ancak şu anda bırakan tüketici grubu. Şu anda 35'li yaşlarda olan bu grubun akvaryuma olan ilgisinin devam ettiğini biliyoruz. Bunu yeniden canlandırmak için çalışıyoruz. Akvaryum hobisinin kişi başına gelir durumuyla doğrudan bağlantısı var. Türkiye ekonomisi krizleri aştıkça bizim de umudumuz artacaktır” diye konuştu. Kayalarlıoğulları, akvaryum balığında kayıtdışı ithalat sorununun yaşandığını da savundu. İthalatçı şirketlerin Singapur başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinden çok miktarda balık ithal ettiğini, balıkların nakliyesi sırasında normalin yaklaşık 10 katı sayıda balığın ambalajlara sıkıştırıldığını, faturalandırmanın ise daha düşük miktarlar üzerinden yapıldığını savunan Kayalarlıoğulları, devletin vergi kaybının önüne geçilmesi ve haksız rekabetin engellenmesi amacıyla kilogram başına vergi uygulamasına geçilmesi gerektiğini, tüm çabalarına rağmen hükümetin bu konuda bir çalışma yapmadığını ifade etti. İthalatta ticari çıkarların ön planda tutulması nedeniyle ne satıcı ne de tüketicinin balık konusunda bilinçli hareket ettiğini, bu nedenle balık ölümlerinin çok yüksek oranda gerçekleştiğini ifade eden Kayalarlıoğulları, “Maalesef bir çok firma balık değil malzeme satışından para kazanmayı ön plana koydu. Bu durum hayvan ölümlerini beraberinde getirdi ve pek çok akvaryum dostunun bu hobiye küsmesine neden oldu” diye konuştu. Türklerin en fazla japon ve lepistes balıklarını tercih ettiğini sözlerine ekleyen Kayalarlıoğulları, son dönemde çeşitliliği artırarak krize karşı ayakta kalmayı başarabildiklerini dile getirdi. Alıntı:Haberler com