Kedi tüyü kist yapar

Konusu 'Kediler' forumundadır ve hamza tarafından 26 Mart 2014 başlatılmıştır.

  1. hamza

    hamza Member Üye

    “Kedi tüyü kist yapar!”

    “Kedi, hamile kadına düşük yaptırır!”

    “Kedinin kılını yutarsan kist oluşur!”

    “At şu hayvanı sokağa yoksa sonunda seni öldürür. Toksoplazma olursun. Bağırsakların delinir, kistler oluşur!”
    Bu sözleri duymayan bir kedi sahibi var mıdır? Konu-komşumuz, eş-dostumuz, en çok da ailemizden bazı kişiler parazit uzmanı, veteriner, laborant kadar bilgilidir. Veeee onlara göre kediniz canavardır, sizi öldürebilir

    Tüm bunlar safsatadır. Çiğ et yemeyen, parazit aşısı-ilacı düzenli olarak yaptırılan bir kedi, yukarıda sayılan suçlamalardan muaftır. Tüylü, peluş oyuncaklar kadar masumdur. Yani tüyleri, dışkısı size hiçbir şey geçirmez, sizi hasta falan da etmez!

    Şimdi de işin bilimsel ispatı:

    TOKSOPLAZMA
    Pişmiş gıda veya kuru mama ile beslenen ev kedilerinde parazit olmaz. Kediniz sokağa çıkıyorsa, orada ne yiyip ne içtiğini bilemeyeceğiniz için tedbir olarak parazit aşısı yaptırabilir böylece onu ve kendinizi koruyabilirsiniz.
    Yok ille de kedimden bana toksoplazma bulaşsın, kist sahibi olayım derseniz, kedinize boool bool çiğ et ve sakatat yedirin, parazit aşısı veya ilacı kullanmayın, çiftlik hayvanlarının dışkılarıyla haşır neşir olmasını sağlayın, hasta kuş veya fare yedirin. Bu kadar da yetmez, bir de dışkısını günlerce kum kabında bekletip, sonra da çıplak elle alıp atın ve ellerinizi yıkamadan yiyip için. Bu arada kedinizin toksoplazma bağışıklığı olmadığından da emin olun ki, bu saydıklarım işe yarasın. Bu saydıklarımı yapabilirseniz, bir ihtimal başarılı olabilirsiniz. Yani özel gayret gerekir!!!

    Kediden toksoplazma alma ihtimali, neredeyse piyango çıkmasıyla aynı oranda. Neden mi?

    Kedi, dışarı çıkıp bu paraziti taşıyan bir av (fare, kuş vb…) bulup yiyecek. 2 hafta bu parazit kedinin bağırsağında çoğalıp üreyecek. Bunun için de parazitin dişisi ve erkeği aynı dönemde kedinin bağırsağında bir araya gelecekler ki, oositler oluşsun. Dışkısıyla dışarı attığı parazitin bulaşıcı olabilmesi için en az 5 gün geçecek. Çünkü ortalama 5 gün (minimum 24 saat iddiaları varsa da, bilimsel ispat 5 gündür) kalmış dışkıyla ancak bulaşabilir, daha önce bulaşıcılığı yoktur. Bu dışkıdaki parazit ağız yoluyla insana geçecek. Başka türlü bulaşamaz, tüy yutmakla falan olmaz çünkü yumurtalar tüyde kalamaz. Tek yolu ağız yoluyla girmesidir. Üstelik parazit aşılı kedi bunları yapsa bile, aşının koruyuculuğu nedeniyle zaten parazit vücudunda yaşayamayacağı için yumurta (oosit) de üretemez.
    Diyelim ki hamile kaldınız. Gebeliğin başlarında bir toksoplazmozis testi yapıtırabilirsiniz (bu test Fransa’da zorunlu gebelik testidir) antikorları taşıdığınız saptanmadıysa, hastalık yok demektir. Antikor varsa, zaten bağışık olduğunuz için endişe etmenize de gerek yoktur. Enfeksiyonu sadece gebeliğin başlarında ve ilk kez olarak alırsanız, düşük yapabilirsiniz. Bu nedenle, eğer hamileyseniz ve toksoplazma testiniz negatif çıktıysa, kedinizi test ettirebilirsiniz. O da negatifse, sorun yoktur. Kedinizde test pozitif çıkarsa, test sonucu pozitif olan ama artık oosit yaymayan bir kediden enfeksiyon kapmanız mümkün değildir.
    Çünkü kazandığı bağışıklık, kedilerin %55'inde 6 yıla kadar devam eder. Bu nedenle, hamile kalmadan önce hem kendinizi, hem kedinizi test ettirmeniz önlemdir. Toksoplazma enfeksiyonu geçirmiş olan bir kedi, 6 ile 12 ay arasında dışkıyla oosit yaymaz. (fakat FIV ve FeLV gibi bağışıklık sistemini düşüren enfeksiyonlar, bu bağışıklığı ortadan kaldırır). Ayrıca oositlerin yayılması, enfeksiyonun ardından sadece 5 ile 14 gün sürer. Kediniz hala oositleri yayıyorsa bile, kediye dokunarak enfekte olma olasılığı, bugüne kadar sıfır olarak tespit edilmiştir. Bunun nedeni ise, oositlerin dışkıdan başka bir yerde bulunmaması ve kedi tüylerinde yapışıp kalmamalarıdır. Bunun dışında, dışkıyla yeni yayılmış oositler, bu kadar tazeyken enfeksiyona neden olamazlar. Bunun için, 25 derecede 5 gün veya 11 derecede 21 gün geçmesi gereklidir. 4º C'nin altında ve 37º C'nin üstündeki sıcaklıklarda sporulasyon zaten olmaz.
    Yani kedi tuvaleti her gün temizlenirse; kedi, parazit aşısı ile düzenli aşılanırsa ve çiğ et yedirilmez, yemesi de önlenirse, enfeksiyon riski ortadan kaldırılmış olur.

    Kediler bir numaralı risk değildir. Yaygın düşüncenin aksine, toksoplazma infeksiyonunun en büyük nedeni kediler değil, yeteri kadar pişmemiş et ve iyi yıkanmamış sebze-meyvelerdir. Ayrıca toksoplazma tehlikesi olan toprakla çıplak elle uğraşmak ve elleri iyice yıkamamak da, önemli bulaşma yollarındandır.
    Bu nedenle çiğ et yenmemeli, kedilere de yedirilmemeli, çiğ et ellendiğinde eller hemen yıkanmalıdır. Kirli ellerin kesinlikle göz, burun ve ağızla temas etmemeleri gerekir. Sebze ve meyveler bol su ile yıkanmadan yenmemelidir. Bahçe işleri ile uğraşırken, mutlaka eldiven kullanılmalıdır.

    KİST

    Bir de kist meselesi var, yani “kist hidatik” yani Echinococcosis Hydatidosis. O da yukarıda anlatılandan ayrı, bir çeşit parazittir ama sıklıkla karıştırılır.

    Hidatik kistleri hakkında ilk bilgiler, Anadolu hekimlerine (İstanköy’lü Hipopokrates) aittir. Ekinokokların 4 alt grubu vardır. Fakat en çok Echinococcus granulosus yaygındır.

    Echinococcus granulosus; Halk arasında “köpek kisti” veya “kist hastalığı” diye de bilinir. Köpek, tilki, çakal, kurt gibi çiğ et yiyen hayvanlarla bulaşır. En büyük etken köpektir. Bu yüzden köpek kisti de denir. Bir tür parazitin oluşturduğu, hayvandan insana geçen ve ölüme kadar götürebilen, ciddi bir hastalıktır. Karaciğer kist hidatiği, insandan insana bulaşmaz. Hastalığın tedavisi ise, yalnız ameliyatla mümkündür.
    Echinococcu'nun yumurtaları, paraziti bağırsaklarında taşıyan ana konakçı hayvanların dışkılarıyla dışarı atılırlar. Bu yumurtalar, yaklaşık 1 yıl canlı olarak kalır ve rüzgar, yağmur, hayvanların ayakları ile çevreye yayılır.

    Bu yumurtaları içeren hayvan etleri veya sakatatlarının, köpek, çakal, tilki gibi ana konakçılar tarafından çiğ olarak yenmesiyle, onların bağırsaklarında 6-8 haftada erişkin şeklini alır ve yaklaşık 7 - 8 ay canlı kalırlar. Belirli aralıklarla yumurtlayarak da, infeksiyon zincirinin devamını sağlarlar. İnsana hastalığı bu yumurtalar bulaştırır.
    Yumurtalar; toprak, su ve yumurta bulaşmış köpek tüyleriyle direkt veya kontamine sebze, meyvelerle endirekt olarak ara konakçılar tarafından ağız yolundan alınır. Alınan bu yumurtalar, bağırsaklarda açılarak bağırsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla karaciğere (%60-70 oranında), akciğere, veya diğer organ ve dokulara yerleşerek, sadece kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Etobur hayvanları seven bir parazit olduğu için, diğerlerinde kist açılmaz, kist koruma duvarında yaşar.
    Kedilerde, parazitin olgunlaşmadan (normal olgun ve gebe halkalar gelişmeden) düştüğü, bu nedenle evcil kedilerin yaşam çemberinde yeri olmadığı sonucuna varılmıştır. Her nedense bu parazitin en büyük suçlusu kediler olarak adlandırılsa da, bu yanlıştır, çünkü bu parazit kedilerde infekte (bulaşıcı) hale geçemez.

    İnsanlarda, köpek ve kedi tüylerinin karaciğer ve akciğere gidip yapışması sonucunda kist oluştuğu şeklindeki yaygın bir yanlış inanış vardır. Aslında kıllar kist yapmaz. Kist, yumurtaların ağız yoluyla insan vücuduna girmesiyle oluşur. Kıllar da burada yardımcı bir rol oynar. Köpeğin anüsü çevresinde bulunan yumurtaları yalaması ve daha sonrada diğer yerlerini yalamasıyla, kıllarına bulaşır (kedide bu olmaz, çünkü parazit gelişip yumurta atımı safhasına gelemez). Üzerine yumurtaların bulaştığı köpek kıllarının insanlar tarafından yutulmasıyla, kist hidatik insanlara geçmiş olur. Eğer köpek temizse ve kist yumurtası yoksa, yani çiğ et tüketmiyorsa ve parazit aşılıysa, bu hayvanların kıllarının insanın saçından farkı yoktur, tehlike içermez. Eğer köpeklere kist içeren et ve sakatatlar verilmez, etler iyice pişirilerek verilirse ve düzenli olarak parazit aşılamaları yaptırılırsa, bu infeksiyon zinciri kırılır.

    Demek ki, köpeğimize veya kedimize çiğ et yedirmemeliyiz ve parazit aşılarını düzenli yaptırmalıyız. O zaman bu tür parazitlerden ve bize bulaşmasından korkmamız için bir neden de yoktur

    Kaynak:Miyav.com
     
  2. hamza

    hamza Member Üye

    Güzel bilgiler
     

Sayfayı Paylaş