sultan papağanınız ısırıyorsa

Konusu 'Papağanlar' forumundadır ve guvercinurfa tarafından 20 Temmuz 2010 başlatılmıştır.

  1. guvercinurfa

    guvercinurfa Well-Known Member Yönetim Üyesi

    sırma sorunu, yeni papağan sahiplerinin en yaygın sorunlarından biridir. Papağan besleyenlerin çoğu en az bir kez bu sorun ile karşılaşmıştır. Isırma bazen koparmaya kadar varabilir ve bazı insanlar yanlış yere papağanlarının onları sevmediğini bile düşünebilirler. Isırmanın birçok nedeni olabilir. Bir papağan sebepsiz ısırmaz, uygun bir çözüm bulabilmek için, ne zaman ve hangi durumlarda ısırdığını tespit edip öncelikle bunun nedenini bulmak gerekir.

    Yem kaplarını değiştirirken veya kafesini temizlerken mi ısırıyor?

    Papağanlar bölgelerine düşkündürler ve bölgelerini korumaya eğilimlidirler. Bazıları daha da eğilimlidir ve doğada olduğu gibi evlerini ve yuvalarını korumak için en keskin silahlarını yani gagalarını kullanırlar.

    Bu davranışlarının bu boyutlara gelmesini önlemek için kafesin içindekilerinin yerini daha sık değiştirebilirsiniz, örneğin tünekleri, oyuncakları veya kafesin yönünü vs vs Böylece bu hissin biraz daha azalmasını sağlayabilirsiniz.

    Aslında bu tip ısırmalar için tam bir çözüm yoktur. Eğer papağanınızda böyle bir huy varsa, o kafesteyken yemlerini sık değiştirmemeye çalışın.

    Kafesine koymak istediğinizde mi ısırıyor?

    Bunun nedeni çok basit, sadece kafese girmek istemediğini anlatmaya çalışıyor size.

    Bunun nedeni ne olabilir?
    Kafeste çok mu sık tutuyorsunuz ve kafesinde sıkılıyor mu? Ceza olarak mı kafeste daha sık tutuluyor?

    Bir kuş kafesine girmekten korkmamalı, eğer korkuyorsa o zaman bunu sevmiyor demektir...

    Kafesine dönmesi için son anı beklemeyin, bir ön hazırlık yapın. Papağanlar son derece hassas ve empati kurabilen canlılardır, sizin duygularınızı hemen hissederler. Örneğin her seyahate çıkmadan önce valizi aldığımda bizim kereta hemen gelir ve valizin sapını kemirmeye çalışır veya hazırlanamayın diye binbir numara yaparak engellemeye çalışır. Eğer 5 dakika içinde evden çıkmanız gerekiyorsa ve evin içinde koşuşturuyorsanız, stresli veya sinirli olduğunuzu hemen hisseder.

    Her kafese girdiğinde bir ödül verebilirsiniz, onunla ilgilenin, hemen kafesin kapısını girer girmez kapatmayın, biraz bekleyip kapatın. Onunla konuşun ve ödüllendirin, kendini cezalandırılmış gibi hissetmesini veya kötü hissetmesini engellemeye çalışın.

    Toplum önünde mi ısırıyor?

    Eğer papağanınız sizi ısırmıyor ama sadece toplum içinde ısırıyorsa, sinirli olduğu için ısırıyor olabilir. Aslında hiç ısırmayan bir papağan da yeni biri ile karşılaştığında onu ısırabilir, bu da bir kıskançlık veya güç gösterisi olarak da değerlendirilebilir. Fazla gürültülü bir ortam, her yere koşan çocuklar, onu korkutan şeyler, veya misafirlerinizin onun biraz fazla üzerine gitmesi bile, papağanınızı strese sokabilir ve ısırmasına neden olabilir.

    Kafesin yanında ani hareketlerden kaçının.

    Karşısında sert hareketler yapmayın, yanaşmadan veya ona doğru gitmeden önce konuşmaya başlayın, sizin ona doğru geldiğinizi görsün. Onun hareketlerini ve size ısırmadan hemen önceki işaretleri tespit edin, yani papağanınızın beden dilini öğrenmeye çalışın.

    Kuluçka döneminde dişi papağanınız size saldırıyor mu?

    Bu dönemde papağanınız ile teması azaltın. Papağan çiftiniz bu dönemde yorgun, daha stresli ve kafesi korumaya daha eğilimli olur. Dolayısıyla ısırma riski daha yüksektir. Zaten dişi ne kadar az rahatsız edilirse ve ne kadar sakin olursa kuluçka da o kadar verimli olur.

    Sizi ısırdığında neler yapmalısınız?

    Sizin kolunuza veya elinize tırmanırken (genelde büyük papağanlar daha çok yaparlar) gagasını kullanabilir, yani hafifçe ısırabilir, aslında bu bir ısırma değildir, sadece tüneyeceği yerin sağlam olup olmadığını kontrol eder, bu durumda kararsız el kol hareketleri yaparsanız hiç affetmez, doğrudan ısırır, eğer bağırırsanız onun için yeni bir eğlence kaynağı olur ve bu durumlarda ısırmaya devam eder.


    Elinizi ani bir şekilde çekmekten kaçının. Bunu bir oyun gibi algılayabilir ve yine tuzağına düşmüş olursunuz.
    Aynı zamanda “Ah, Ay!” ve benzeri yüksek sesler çıkarmayın. Bunu da oyun olarak algılar. Örneğin bir arkadaşımız papağanı ısırdığında “aaaaaah” diye bağırıyordu ve bu tepkisi papağanın o kadar ilgisini çekmişti ki onu her ısırdığında o da “aaaaaaaah” diye bağırmaya başlamıştı, yani bunu oyun olarak algılıyordu, üstelik arkadaşımız anlattığında hata üstüne hata yaptığı da anlaşıldı çünkü buna ilaveten “yine ısırdı ısırdı!” diye bağırması da papağanın ilgisini çekmiş hatta papağanın ilk kelimeleri “aaaaaaah ısırdı ısırdı” olmuştu. Her ne kadar komik olarak görünse de ısırıklara maruz kalan arkadaşımız için bu durum hiç de hoş değildi. Bu aşama çok zor bir aşamadır ancak çok önemlidir.

    Elinizi çekerek ısırılmaktan da kaçınırsanız bu da bir çözüm değildir. Örneğin onu kafesine götürmenizi istemiyor ve sizi ısırmaya çalışıyor, siz de ısırmasını engellemek için hemen elinizi çekiyorsunuz, her kafese koymaya çalıştığınızda sizin bu hareketinizden ondan korktuğunuzu algılayacak ve her seferinde aynı hamleyi yapacaktır. Üstelik işler giderek kontrolünüzden çıkabilir, bu korkunuzu atamazsanız, kontrolü tamamen papağanınıza devretmiş olursunuz. Liderliği de ele geçirdiğinde sizin için zor günler başlar. Gerisini bir düşünün....

    Hiçbir zaman ona bağırmayın veya daha kötüsü vurmayın veya üzerine bir şey atmayın. Bu aranızdaki ilişkiyi daha da kötüye götürür, papağanınızın agresif tavırlarını da tetikler. Üstelik ilişkiniz sonsuza dek zedelenebilir. Papağanlar (türlere bağlı olarak az veya çok) genelde kincidir, yapılanları asla unutmazlar. Üstelik papağanlar doğal ortamda ancak düşmanlarına karşı şiddet kullanırlar ve papağanınız sizin bu agresif tavrınızı onun düşmanı olduğunuz şeklinde yorumlar.

    Kafes dışında meydana gelen ısırma olayında, ceza olarak sakın onu kafese hapsetmeyin, veya bu şekilde onu cezalandırmayın, çünkü bu da onu strese sokmaktan öte başka sorunlara ve davranış bozukluklarına da neden olabilir. Üstelik daha sonra çıkıp tekrar gireceği için ısırmanın cezası şeklindeki bu bağlantıyı algılamaz.

    Yavaşça ama kararlı bir şekilde ona “ısırma” ya da “yapma” diyerek gagasını elinizle oradan çekmeye çalışabilirsiniz.

    Ancak çok sinirli olduğunda elinize de saldırabilir, o zaman biraz dengesini kaybetmesini sağlamaya çalışın. Papağanlar bundan hiç hoşlanmazlar. Sonuçta onun için ısırmak = dengenin kaybı anlamına gelir ve buna da artık yanaşmaz.

    Ona oyuncaklar verin, özellikle kemirebileceği ve sıkılmasını önleyecek oyuncaklar. Ne kadar meşgul olursa o kadar da iyi olur.

    “Hayır, ısırma” dedikten sonra bir kaç dakika onunla ilgilenmemeniz de faydalı olabilir. Burada yanlış bir hareket yaptığında sadece “hayır” demek veya sessiz kalmak yerine sert bir bakışla ona “ısırma” veya “yapma” demeniz önemlidir, çünkü yanlış olarak ne yaptığını anlamaz.

    Ona arkanızı dönebilirsiniz, odayı terk edebilirsiniz, ona doğru bakmayabilirsiniz, ancak bu 5 dakikadan fazla sürmesin. Sakinleşince tekrar onunla ilgilenin.

    Papağanlar sosyal canlılardır ve grup içinde olmayı severler, onları kısa bir süre için gruplarından ayırmanız da zamanla bu hareketin grupta (yani ailenizde) kabul edilmediğini öğretmenin etkili bir yoludur. Grubundan ayrı kalmayı sevmeyen papağan sonunda ısırmak = gruptan ayrılmak veya ilgisizlik anlamına geldiğini anladığında bu tavrını da değiştirmek durumunda kalır.

    Eğer ısırmıyorsa, onu ödüllendirmeyi ve örneğin “aferin!” diyerek veya sevdiği bir yemi vererek veya başını kaşıyarak teşvik etmeyi unutmayın. Bu şekilde doğru davrandığını anlayacaktır.

    Daha önceden dediğim gibi papağanlar doğal olarak bir gruba (yani ailenize) en iyi şekilde dahil olmayı isterler ve grubun kurallarını kabul ederler. Ancak bu kuralları onlara öğretmek gerekir, bunun için de ailenizde nelerin kabul edildiğini ve nelerin kabul edilmediğini göstermeniz gerekir.

    Papağanınızı en uygun şekilde eğitmek sizin sorumluluğunuz altındadır, veya başka bir aileden geldiyse sizin ailenizdeki kuralları ona öğretmek yine size düşer. Bu durumda işiniz biraz daha zor olabilir çünkü bazı alışkanlıkları düzeltmek normalinden biraz daha zaman alabilir ama imkânsız değildir. Unutmayın ki, sevgi, zaman, doğru eğitim ve bol sabırla her şey mümkündür

    alıntıdır
     

Sayfayı Paylaş