Hamam Böceği (Blatta orientalis)

Konusu 'Sürüngen ve Kemirgenler' forumundadır ve serhanbelli tarafından 25 Eylül 2010 başlatılmıştır.

  1. serhanbelli

    serhanbelli Active Member Üye

    [​IMG]
    [​IMG]
    Biyolojisi
    1–1,5 cm uzunluğunda parlak siyah renklidir. Erkeklerde iki kahve renkli kanat vardır. Dişiler oval erkekler ise daha ince yapıdadır, halk arasında KARAFATMA olarak da anılırlar. Genelde lağım sistemi, bodrum, depo, bina boşlukları ve daha az olarak ta ev içlerinde yuvalanırlar. Havalar ısınınca komşu binalara kadar her yeri istila ederler, kış aylarında ana yuvalarına çekilirler. Ömrü 6 aydır, her türlü gıda ve organik maddeyi yerler. Çok pistirler ve her şeyi yerler. Her pisliği, mikrobu taşır ve bulaştırırlar. Gıda, su ve sıcağa ihtiyacından dolayı insan olan her yerde aktiftir. Evlerde ilk yerleşeceği yer mutfak ve banyolardır. Hemen hemen bütün zamanını yuvalarında, delik ve çatlaklarda saklanarak geçirirler, karanlığı sever ve geceleri aktiftirler, çok dayanıklıdırlar, Bilinçsiz amatörce yapılan mücadelelerle ilaçlara çok çabuk direnç kazanırlar. Binada 10 kat birden bir gecede dolaşabilirler. yaklaşık bir gecede 4,5 km yol katedebilirler.Marketten ufak bir poşet içinde veya bir yumurta paketinde evinize gelebilir. pazar eşyaları ile,sebzelerle veya kolilerler ile bilinmeden taşınmış olur..Apartman temizse sakinlerin dikkatli olması, ilk böcek geldiğinde ise o dairenin böcek yayılmadan ilaçlatılması gerekir. İhmal edilirse diğer dairelere de yayılarak rahatsızlık verir ve masraflara neden olur. Örneğin 30 daireli bir apartmanda 6-7 dairede üreme başlamışsa, bütün apartman dairelerinin komple ilaçlatması en doğru harekettir. Bu yapılmazsa böcekler daireler arasında dolaşır ve sorun zaman içinde kronikleşir.20 gün aralıklarla en az iki kez ilaçlama gereklidir.kısmi ve ferdi mücadele başarılı olmaz ."Dizanteri, Gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, Allerjik Reaksiyon gibi çeşitli hastalık mikroplarını taşır ve bulaştırırlar".
    Kontrol Önlemleri
    Mücadelesi dikkat ister kalıcı insektisit uygulanır. Bazen çatılarda kuş yuvaları varsa civarında üreyebilir. Araştırılması gerekir.Bunların kontrolü zordur,Ferdi mücadele ve market ürünleri ile yapılan kısmi mücadele genellikle başarılı olmadığı gibi zaman ve ekonomik kayba neden olur.ayrıca üreme sayısı artabilir.Etkin mücadele tecrübe, teknik bilgi ve uygun insektisit ve periyodik uygulama tekniği gerekir. Kalıcı insektisiti her türlü çatlak ve yarıklara, kapı pervazı, süpürgelik, dolap arkası gibi yerlere uygun dozda atmak gerekir. Gerekirse özel yemleme sistemi (jel) veya mikrokapsül ilaçlar uygulanır. İçeride ve dışarıda üreme ve barınma yerlerini dikkatle araştırıp bulup yok etmek için profesyonel servise ihtiyaç duyulur. Zira yuvalarına ulaşmakta güçlük çekilir. Mücadelesi dikkat ister kalıcı insektisit uygulanır. Bazen çatılarda kuş yuvaları varsa civarında üreyebilir. Araştırılması gerekir.Böceklerin ergin ve yumurta bırakmaları durumunda kesin çözüm için ,20 günlük periyotla en az iki kez ilaçlama gerekir,İlk ilaçlamada mevcut canlılar ölür.2 nci ilaçlamada ise bırakmış oldukları yumurtaların patlaması beklenerek ,yumurtadan yeni çıkan yavrular'da öldürülerek kesin netice alınır.

    DICTYOPTERA familyasından olan bu böcekler yumurta yöntemiyle çoğalırlar .İçinde 35–40 yumurta bulunan paketler yaparak her mevsim ürerler.Yumurtalarını sırtlarında taşıyabilir ve dolaştıkları her yere dökülebilir.Bir defafada 200 yumurta üretebilirler. ve bir yumurta paketinden 35-40 adet larva(yavru) meydana gelmektedir. yumurtaları 18 gün'de yavru olarak çıkar.Çok hızlı ürerler.Üredikleri ortamda koloniler halinde yaşarlar,yılda 8-10 defa yumurtlarlar. Dişi ergin hamam böcekleri öldükleri anda bile yumurtalarını bırakırlar.Böcek yumurtaları herhangi bir insektisitle ölmemektedir.Bu nedenle ilk ilaçlamada mecut böcekler öldürüldükten sonra yumurtadan çıkabilecek olan yavrular için 20 gün sonra ilaçlama mutlaka tekrarlanmalıdır.
    Çok pistirler ve her şeyi yerler. Her pisliği, mikrobu taşır ve bulaştırırlar. Gıda, su ve sıcağa ihtiyacından dolayı insan olan her yerde aktiftir. Evlerde ilk yerleşeceği yer mutfak ve banyolardır. Hemen hemen bütün zamanını yuvalarında, delik ve çatlaklarda saklanarak geçirirler, karanlığı sever ve geceleri aktiftirler, çok dayanıklıdırlar, bilinçsiz yapılam amatör mücadelelerde ilaçlara çok çabuk direnç kazanırlar.
    Genellikle geceleri aktif olan bu böcekler ışığa karşı hassastırlar.
    Bir Binada 10 kat birden bir gecede dolaşabilirler. yaklaşık bir gecede 4,5 km yol katedebilirler.
    Bütün insanların ve diğer canlıların yediği ve yemediği her şeyi yerler, kağıda kadar.
    Genelde toplu koloniler halinde yaşarlar, 15 ay kadar ömrü vardır.
    Nemli, sıcak ve pis yerleri severler kanalizasyon, kazan dairesi, depo, bodrum, toprak altı galerileri ambalaj içleri gibi yerleri istila ederler. Genelde endüstriyel işletmelerde çok görülürler.
    Yılda 8-10 defa yumurtlarlar.
    Antenleri çok küçük miktarlardaki nem ve yiyeceği tespit edebilir.
    Karınlarının arka tarafindan uzanan duyargaları çok hafif hava akımlarına bile duyarlıdır; öyle ki, potansiyel bir tehlikeden saniyenin binde 54'ü gibi bir zamanda kaçmaya başlayabilirler.
    Dizanteri, gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, allerjik reaksiyon gibi çeşitli hastalık mikroplarını taşır ve bulaştırırlar.
    Sayıları itibariyle ekosistemin önemli bir parçasi olan bu böcekler, bağırsaklarındaki protozoa ve bakteriler yüzünden hemcinsleri de dahil olmak üzere bir çok şeyi yiyebilirler. Bu sebeple de ormanlardaki çör-çöp ve diğer hayvanların artıklarının yeniden tabiata dönmelerini hızlandırırlar. Bu arada kendileri de bir çok hayvana, hatta bazen insanlara yiyecek olurlar.
    Evlerde,ve dışarıda yaşayan Hamamböceklerinin hastalık vektörleri olduğu kanıtlanmıştır.Isırmadıkları ve sokmadıkları için bakımları kolay, kullanımları güvenli ideal laboratuar hayvanıdırlar.
    Hızlı üremeleri, ortalığı kirletmeleri, kötü kokuları ve en azından potansiyel hastalık(Dizanteri, gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, allerjik reaksiyon) taşıyıcıları oldukları için bir çok böcek kalıcı ilaçlara maruz tutuldukları halde bunların bir kısmına adapte olmayı başarmışlardır.Bağışıklık geliştirebilmişlerdir.
    Kanları beyazdır.
    Bazı türleri kanatlıdır, fakat uçmaktan ziyade yürümeyi tercih ederler.
    Dünyanin en büyük hamamböceği Güney Amerika'da yaşar ve yaklaşık 15 cm uzunluğunda olup iki kanat arası uzunluğu da 30 cm civarındadır.
    İskeletleri vücutlarının dışındadır.Yılda birkaç defa iskelet, yani kabuk değiştirirler. Kabuğunu yeni değiştirmiş bir hamamböceğinin rengi beyaz, göz kısmı siyahtır. Kabuk 8 saat sonra normal rengini kazanır.
    Bazı türlerde dişiler sadece bir defa çiftleşir ve bu onlara ömürleri boyunca yeter.
    Kafası kopmuş bir hamamböceği 1 hafta daha yaşayabilir. Sonuçta ağzı olmadığından su içemediği için susuzluktan ölür.Yüzebilirler, ama ağız veya burunları ile değil de yanlarından nefes aldikları için su yüzeyine doğru yüzerken çok zorlanırlar.
    Saatte 4.800 m kadar koşabilirler, maraton rekoru olmasa da boylarına göre çok çok iyi koştukları bilinmektedir..

    Hamamböcekleri hakkında bazı sayılar: 6 ayakları vardır. Bir çoğunda 18 eklem bulunur.
    40 dakika boyunca nefeslerini tutabilirler.
    Hayatlarının % 75 ini dinlenerek geçirirler, bu günde 18 saat demek olur ki, bayağı tembel olduklari anlamına geliyor.
    Dünya üzerindeki türlerinin sayisi 5000 civarındadır.
    Yaklaşık 320 milyon yıl önce, karbonifer çağda ortaya çikmışlardır ve bu güne kadar görünüşleri çok az değişmiştir.
    Ağızları sağa-sola doğru hareket eder.
    Yiyeceksiz 1 ay, ancak susuz 1 hafta yaşayabilirler.
    Kalbi basitçe valfli bir tüpten ibarettir. Tüp kanı ileri ve geri pompalayabilir. Kalp böceğe hiçbir zarar vermeden durabilir de.
    Yavru hamamböcekleri milimetrenin yarısı kadar bir deliğe sığabilir.
    Yetişkin erkekler 1.5 mm, hamile dişiler de 4,5 mm büyüklüğündeki aralıklara sığabilirler.
    Dünya üzerinde her yerde bulunurlar.
    Türlerinin çoğu tropiklerde yaşar, ancak Kuzey ve Güney Kutuplarında da yaşayabilirler.
    -32 dereceye kadar dayanabilirler.
    Ayaklarındaki pençeleri sayesinde duvarlara tırmanırlar.
    Koku alma duyuları o kadar gelişmiştir ki ev halkını misafirlerden ayırt edebilirler.
    Dişiler feromon denilen bir tür koku salgılayarak erkekleri davet ederler.


    Hamamböceklerinin zor koşullara dayanıklılığını ölçen çalışmalar:
    (Jason L. Maron, Department of Physics, California Institute of Technology)

    Bu deneyler minimum bilimsel kesinlikle yapıldı.Aynı hamamböceğini bir daha kullanma imkanı olmadığından hiç bir kontrol yoktu. Bu da bir referans hamamböceği tanımlamanın gerekliliğini kanıtlıyor. Aslında deneyler özellikle hamamböcekleri üzerinde kurulmamıştı, ancak bir deney yapılırken her yerde olduğu kadar laboratuarlarda da bulunan bir hamamböceği, istemeden de olsa, deneyin bir parçası oldu.
    Sıvı Azotta Dondurma: Öldü.
    Havasız Bırakma: Hava boşaltılırken şiddetle titredi, sonra hareketsiz kaldı. Vakum 10 dakika boyunca uygulandı. Tekrar havaya çıkarıldığında yavaş yavaş canlandı ve 2 dakika sonra normale döndü.
    Maksimum vakum zamanı: belirlenemedi.
    Radyasyon: 40 kW gücünde ve dönen bir anot kaynağından üretilen X-ışınlarına uzun süre maruz kalmış hamamböceklerinin yaşamaya devam ettikleri biliniyor. Kıyaslama için söylemek gerekirse insan vücudunun buna 1 saniye bile maruz kalmasi ölüm nedenidir.Brookhaven Ulusal Laboratuarindaki synchrotronun ürettiği 10 keV X-ışınına maruz kalan bir hamamböceği öldü. Buradaki synchrotron demetinin yoğunluğu dönen bir anot kaynağından üretilen demetin yoğunluğundan yaklaşık 1000 kat büyüktü.Radyasyonda Yaşamını sürdürebileceği en düşük sıcaklık belirlenemedi.
    Havasız maruz kalmanın kesin limiti belirlenemedi.
    12 Molar HCl e Batırılma: 30 saniyede öldü.
    12 Molar NaOH e Batırılma: 30 saniyede öldü.
    Suya Batırılma: Suya batırıldıktan 10 dakika sonra dışarı çıkarılan böcek yaşamaya devam etti.Maksimum suda kalma süresi belirlenemedi.
    20 Atmosfer Hava BasıncıUygulama: Görünür hiçbir etki olmadı.Maksimum basınç belirlenemedi.
    100 Derece Sıcaklıktaki Fırına Koyma: Ölmesi çok uzun sürdü. Termal etkiye maruz kalma sınırı belirlenemedi.
    Ayakkabı ve Taban Arasında Ezilme: Dış iskeleti ezmek için yaklaşık 29.4 N kuvvet gerekti. Bu, ezme noktası olarak biliniyor.
    Santrifüj: Hamamböceğinin maksimum santrifüj kapasitesi belirlenemedi. Ayakkabı ile ezme deneyindeki sonuçtan bir tahmin yapilabilir.
    Sapanla Duvara Atma: Bu deney hamamböceğinin ani yavaşlama travma sinirini ölçecekti ve sonucun ezme noktasından epey büyük çıkması bekleniyordu. Bu deney yapilmadı.
    Mikrodalga:1 dakika boyunca hiçbir etki gözlenmedi.Hamamböceğinin maksimum mikrodalga kapasitesi belirlenemedi.
    Böcek kıran Spreyi: Öldü.
    Patlama: Patlama sirasinda bir M60 tan 1 cm uzakta bulunan bir hamamböceği yaşamaya devam etti.
    Uzatılma Dayanıklılığı: Belirlenemedi.
    Civa: 30 derecedeki civa buharı basıncına uzun süre maruz bırakılan hamamböceğinin yaşayıp yaşayamayacağı belirlenemedi.
    Elektroşok: Bu deneyler yapılmadı.
    NASIL GELİYORLAR ? :

    Göç yoluyla: Hamam böcekleri ve kemirgenler üreme hızına bağlı olarak yaşadıkları ortamları çok kısa sürede istila ederler. Nüfusları arttıkça yaşadıkları ortamdaki gıda, su ve barınacak yer azalmaktadır. Böyle durumlarda bir kısım zararlı göç ederek yeni koloniler oluştururlar.
    Alışveriş Yoluyla:Alışveriş yaptığımız yerler sağlık koşullarına uygun değil ve hamamböceklerini barındırıyorsa buralardan alacağımız herhangi bir ürünle ergin hamamböceği yada yumurtasının yaşadığımız mekanlara gelme olasılığı çok yüksektir.

    Bina Konumundan Kaynaklanan Sebepler: Yaşadığımız binaların mimari yapısı zararlı istilası açısından çok önemlidir. Özellikle bina eski ve bakımsız ise zararlının binaya girişi ve barınmasını kolaylaştıracaktır. Kapı altlarındaki açıklar boruların binaya giriş yerlerindeki çatlak ve yarıklar bu zararlıların binaya girişini kolaylaştırmaktadır.
    Kanalizasyon Sistemi Yoluyla: Hamam böceklerinin yanısıra Fare ve Sıçanlarda daha çok binaya kanalizasyon yoluyla ve kanalizasyon borularında oluşan çatlak ve yarıkların arasından geçerek girerler.Binaya zararlı girişi engellenemiyorsa yapılan mücadelenin etkisi farkedilmeyecektir.Dışardan sürekli giriş olduğu için zararlının ölmediği zannedilecektir.Bu sebeple bu gibi durumlarda öncelikle zararlının gelişi engellenmelidir
     
  2. guvercinurfa

    guvercinurfa Well-Known Member Yönetim Üyesi

    bilgi için teşekkürler
     

Sayfayı Paylaş