Balık Avında İğneler ve Fırdöndüler

Konusu 'Avcılık & Doğa' forumundadır ve urfalıfatih tarafından 25 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. urfalıfatih

    urfalıfatih Active Member Üye

    Balık avcılığında en önemli konularan biriside olta iğneleridir.Balığın yakalanmasını sağlayan malzeme olarak her balık türünün farklı boyları için uygun iğne seçimi avcılığın başarılı olmasında en önemli etkendir. İğne seçiminde öncelikle dikkat edilmesi gereken konu kalitedir.Sağlam, paslanmayan, ucu sivri ve düzgün yapılı iğneler seçilmelidir.Piyasada aynı boy ölçüsünde olmakla beraber şekilde pek çok iğne mevcuttur.Ağız kıvrımı aynı olduğu halde sapı uzun-kısa-orta boyda olan çeşitleri vardır.
    Bağlantı yerleri halka şeklinde olanların yanı sıra kütleştirilmiş olanlarıda vardır.Renkleri siyah-beyaz-sarı-kahverengi olabilmektedir.Oltanın yapısı ne kadar pürüzsüz ve düzgün ise avcılıkta o kadar işlek olur.Uç kısmın kütleşmesi avcılığın başarısız olmasını baştan kabul etmek demektir.Bu nedenle pek çok başarılı avcı iğne üzerinde en ufak bir tereddütü olduğunda iğneyi hemen değiştirir. Paslı, ucu çok az kütleşse bile iğneyi hemen atarlar ve yenisini takarlar.Zaten iğne günümüzde oldukça ucuza pazarlanmaktadır.Hele kutu ile 50 - 100 tanesi birden alınır ise çok ucuza gelir.Bu nedenle iğnede en ufak bir paslanma, körelme, eğrilme,kırılma belirtisi olan ve olta üzerinde sır çatlaması görüldüğünde bu iğneler tereddütsüz değiştirilmelidir.Balık avı için olta şekli ve numarası seçiminde tecrübeli olmak gerekir. Bu konuda en iyi tedbir avcılığına gidilecek balık konusunda usta bir balıkcıdan bilgi istemektir.Çünkü Uygun bir olta kullanılmadığı sürece avda başarılı olma şansı hemen hemen hiç yoktur veya azdır.

    Olta iğneleri şekil bakımından, her hangi bir şeyin takılmasına ait çengel veya kancalara benzemekteler isede, gerek çengel gerekse kancadan farkalı tarafları vardır.her şeyden önce, bir olta iğnesinin, battığı yerden kolay kolay çıkmaması öngörüldüğü için, uç kısmı çok sivri olmalıdır.ayrıca kanca da iğnenin ters yönde olmak üzere, ikinci bir uç açılmıştır.Buna oltacı deyimi ile " DAMAK " denilmektedir.Damağın, kendisinden beklenen işi görebilmesi için sivri uca şiddetle ihtiyacı vardır.Çünkü sivri uç balığın etine ne kadar çabuk ve fazla girerse , damak, kendisinden beklenen işi, okadar.İyi başarır.Bu amaç içinde , çok kere olta iğnelerinin uçlarını bileyenlere bile rastlanmıştır.
    Olta iğnesini gereği gibi belirlemek ve tarif edebilmek için bir takım isimlerin ve numaraların bilinmesi gerekmektedir.Örneğen bir olta iğnesinin görevi , balığı yakaladıktan sonra da kaçırmamaktır.Bu amacın en uygun şekilde oluşturulabilmesi için , olta iğneleri üzerinde bazı değişikliklel düşünülmüştür.Bir takım gereksinmeler sebebi ile oluşturulan bu değişiklikler birer numara ile belirlenmektedir.Butür numaralandırmaya" KALİTE ", iğne iriliklerini belirleyen sayılara da " NUMARA " adı verilmektedir. Bir iğne üzerinde oluşturulan herhangi bir değişiklik, bir kalite numarası alır.
    Böylece iğneleri binlerce türü arasından, kolayca seçmek ve ayırmak mümkün olur. Olta iğnelerinin, iriliklerini belirleyen numaralar ise iki bölüme ayrılmaktadır.Birincisi 1 numaranın sağ tarafında kalanlar, ikincisi ise 1 numaranın solunda kalanlardır.Demek ki, iki seri numarası arasında bir merkez nokta vardır.Bu merkez noktayı, bütün iğnelerin bir numarasını taşıyan iriliği oluşturmaktadır.Bir numaradan sağa doğru sıralanan sayılar, iğnedeki küçülmeyi, sola doğru sıralanan sayılarda irileşmeyi gösterir.Ancak her iki sıradaki sayıları söylerken, rakamları birbirine karıştırmamak ve bir deyişlede, İstenilen irilikteki iğneyi belirleyebilmek için, bir numaranın solunda kalan numaraların önüne birer sıfır eklenir.yani bir numara iriliğindeki iğnenin, daha büyüğünü belirlemek için istenilen iğne iriliği numarasının, 1/0, 2/0, 5/0, 7/0, 9/0 .... gibi bir deyim kullanılır.

    Örneğin: satıcıdan, uskumru çaparisi donatmak için "bana uskumru iğnesi ver " denilmez.Denilirse, sanatta bilinçli bir kişi olunmadığı anlaşılır.O zaman isteğin yerini bulması, satıcının insafına bağlı kalır.Ama "bana 1795 kalitenin bir veya iki numarasından " ver , denildiği zaman bir yanlışlık olmaz ve istenilen iğneye büyük bir kolaylık ve rahatlık içinde kavuşma olanağı bulunur. Bir olta iğnesini gereği gibi tanıyabilmek için, olta iğnesi üzerindeki isimlerin bilinmesi gerekir.Bu isimler sivri uçtan başlamak üzere,

    *Sivri uç
    *Damak
    *Dirsek
    *Sap
    *Boyun
    *Pala ( göz)
    olarak belirtilebilir.Bir olta iğnesinin üzerinde, yanda belirtilen altı ozellikten biri yoksa, o iğne olumlu bir avlama aracı değildir.Yalnız bazı paragat ve kakıç iğneleri damaksızdır.Bu iğnelerin kullanıldıkları yerler sınırlı olduğu için tarifimizin dışında tutuyoruz.
    Olta iğnelerini, özelliklerine görede aşağıdaki türlere ayırabiliriz.

    *Palalı iğneler
    *Delikli iğneler
    *kertikli iğneler
    *Benekli iğneler

    Bu dört iğneden en çok kullanılanı, Palalı iğnelerdir.Bundan sonra delikli, daha sonrada yapma yem hazırlanmasında veya iğneye yumuşak yem takılması gereksinmesinde kertikli iğneler kullanılır. Benekli iğnelerin kullanımları veya kullanılış yerleri, çok az olduğundan, fazla bir açıklamaya gerek yoktur. Olta iğnelerinin bu görünümlerinden, iki ayrı oluşum içinde daha oldukları görülür.Birincisi düz ve ikinciside çapraz yapıda olanlarıdır.
    Bir herhangi yüzey üzerinde bırakıldığı zaman, bu yüzey üzerinde her noktasından değebilen iğnelere düz, aynı yüzey üzerinde olup sivri ucu havada kalan iğnelere de çapraz iğne adı verilmektedir.

    Düz iğnelerin öncelikle kullanılmaları gereken yerlered, capraz iğne kullanmak, şüphesiz ki iyi bir girişim olmaz.Örneğin: levrek parağatları ile sürütme sureti ile kullanılan olta takımları, canlı yem kullanılması gereken takımlarda, çapraz iğne kullanılması, bir bakıma doğru değildir.
    Bazı olta balıkcıları, çapraz iğnelerin, düz iğnelerden daha kullanışlı olduğunu söylerler.Sebeb olarakta çapraz iğnelerin düz iğnelere oranla, balığın ağzına batma şanslarının daha fazla olduğunu savunurlar.çünkü, yem ile birlikte, balığın ağzına giren çapraz iğnenin sivri ucu daima yukarıda durduğundan, ağızlanan yem balık tarafından tekrar geri atılmak istense bile, iğe ucu ağzın boşluğundaki deriye hemen ilişir ve hafif bir direnme ilede, daha derine batarak kalır.Halbuki aynı durum düz iğneler için düşünülemez.İğne ağız boşluğu içine yatmış olsa bile, direnme anında bulunduğu yere takılacağı yerde , sıyrılıp çıkar diye düşünürler.
    Durum hiç te söylendiği gibi olmamakla beraber, bu derece büyütmeğe de değmez.Böylece olta iğnelerinin kullanıldıkları yerlere göre değerlendirilmeleri gerektiği anlaşılır.
    Oltacı dükkanlarında, kutular dolusu gördüğümüz iğneler, şüphesiz ki birbirlerinin aynısı değildir.Bunların ilk bakışta, irili ufaklı oldukları, elbetteki gözden kaçmamaktadır.Ancak burada değinmek istediğimiz husus, olta iğnelerinin, iri veya ufak oluşları değildir.Onlara biraz dikkatlice bakılacak olursa, birbirlerine uymayan, ayrı özellikler içinde oldukları görülür.Bu özelliklerden bazıları;
    *Geniş veya uzun saplı,
    *Geniş veya dar dirsekli,
    *Dirseklerinin yuvarlak veya oval biçimli, olmalarıdır.
    Olta iğnelerinin, uzun yada kısa saplı olmaları önemli bir özelliktir.Uzun saplı iğnelerin kullanılmaları gereken yerlerde, kısa saplı iğneleri kullanırsak, elbetteki olumlu bir davranış olmaz. Bilindiği gibi sularımızdaki balık türleri, birbirlerinin aynı değildir.Bilim adamları dünya üzerinde onbinden fazla balık türü tesbit etmişlerdir.Bunun hiç şüphe götürmezki, yüzlerce türü de sularımızda yaşamaktadır.Her türün kendisine has yaşam özelliği ve bu yaşamını sürdürebilmesi içinde kendine has beslenme biçimi vardır.

    Bazı balıklar, besinlerini koparıp parçalamak, bazıları ezip öğütmek, bazılarıda olduğu gibi yutmak sutetiyle alırlar.Besinlerini koparıp parçalamak suretiyle alan balıklara, balıkçılar, canavar adını vermektedirler.Bunlar hırçın ve yırtıcı olarak yaşamışlardır.Isırdıkları yemi bir anda koparıp almak gücüne de sahiptirler.Doğa onları bu işi kolaylıkla becerebilecetleri şekilde yaratmıştır.Bu bölüm içerisine giren balıkların, diş yapıları incelenecek olursa,
    insana ürperti verebilecek olanlarına bile rastlandığı görülür ki, bu dişler, ustura gibi keskin, kerpeten gibi de kuvvetlidir.
    Avlanmak istenilen balık, dişliler grubunda ise, takıma konulması gereken iğnelerin, uzun saplı olardan seçilmesine gayret edilir.Hatta bazen uzun saplı iğnelerin kullanılması bile, insanı tedirgin eder.
    Bu huzursuzluk iğnenin yetmeyeceği inancından gelir.O zaman takıma, çelik tel veya zoka gibi elemanların eklenmesi ön görülür.Diğer yandan öğütücü ve yutucu balıkların avında, bu tür grişimlere gerek yoktur.Çünkü onların diş yapıları, kesip koparma yeteneğinde, değildir ama, bazıları bedenlerden ziyade iğnelerde etkili olabilmektedir.Biçimine getirdikleri takdirde, iğneleri eğip bükebildikleri gibi çöp gibi de kırabilirler.Bu bakımdan, bu türlü balıkların avı öngörüldüğü zaman, kısa saplı, kalın yapılı ve geniş dirsekli iğnelerin seçimine gidilir.
    Dirsekleri oval yapılı iğneler, sadece Mersin paraketalarında kullanıldıkları için, fazlaca önem vermiyoruz.

    İğne her ne türlü olursa olsun göreceği iş aynı olduğu için zorunluluk halinde birinin olmadığı yerde diğerini kullanma olanağının bulunduğu da unutulmamalıdır. Bunlar tek iğnelerin birleştirilmeleri ile oluşturulur. İkili , üçlü dörtlü hatta altılı olanları bile vardır. Çok uçlu iğnelerin kullanılabilecekleri yerler ikiye ayrılır. Birincisi yapma yemlerle kaşıklarda , ikinciside seyirtme , yüksük ve çarpma gibi elemanlarda kullanılanlardır. Geceleri canlı yem takılmak sureti ile bazı paraketalarda kullanıldıkları ve hatta tatlı sularda gene canlı yem takılmak sureti ile Turna balığı avında kullanılan olta takımlarına bağlandıkları da görülür. İKİLİ OLTA İĞNELERİ Üzerinde iki adet sivri ucu bulunan iğnelerdir. Yapma yem oluşturmada kullanılan ikili olta iğnelerinin takılma şansları zayıf sayılmakta olduğundan pek aranmamaktadır. ÜÇLÜ OLTA İĞNELERİ Üzerinde üç adet sivri ucu bulunan iğnelerdir. Şekil itibari ile ikili iğnelere bir üçüncüsünün eklenmesi ile oluşturulmuştur. Kaşıklar , yapma yemler , seyirtmeler , yüksükler ve çarpmalarda çok kullanılır. DÖRTLÜ OLTA İĞNELERİ Üzerinde dört adet sivri uç bulunan iğnelerdir. Bunların görecekleri iş üçlü olta iğnelerine de gördürülebileceği için fazlaca aranmamaktadır. ALTILI OLTA İĞNELERİ Üzerinde altı adet sivri ucu bulunan iğnelerdir. Deniz dibine kaçırılan olta takımları veya herhangi bir şeyi taktırıp alma işlerinde kullanılır. Çarpmalarda kullanılması da öngörülmekte ise de çarpmalar yasaklanan bir eleman olmaları nedeni ile üzerinde fazlaca durmayı gerekli görmemekteyiz. ÇOK İĞNELİ KANCALAR Kalamar ve mürekkep balığı avında kullanılan şemsiye oltalarda iğne sayısı 1 merkezde 20 ,iki merkezde ise 40 a kadar çıkabilmektedir.
    Balik avciliginda en önemli konularan biriside olta igneleridir.Baligin yakalanmasini saglayan malzeme olarak her balik türünün farkli boylari için uygun igne seçimi avciligin basarili olmasinda en önemli etkendir.

    İğne seçiminde öncelikle dikkat edilmesi gereken konu kalitedir.Sağlam, paslanmayan, ucu sivri ve düzgün yapili igneler seçilmelidir.Piyasada ayni boy ölçüsünde olmakla beraber sekilde pek çok igne mevcuttur.Agiz kivrimi ayni oldugu halde sapi uzun-kisa-orta boyda olan çesitleri vardir.

    Baglanti yerleri halka seklinde olanlarin yani sira kütlestirilmis olanlarida vardir.Renkleri siyah-beyaz-sari-kahverengi olabilmektedir.Oltanin yapisi ne kadar pürüzsüz ve düzgün ise avcilikta o kadar islek olur.Uç kismin kütlesmesi avciligin basarisiz olmasini bastan kabul etmek demektir.Bu nedenle pek çok basarili avci igne üzerinde en ufak bir tereddütü oldugunda igneyi hemen degistirir. Pasli, ucu çok az kütlesse bile igneyi hemen atarlar ve yenisini takarlar.Zaten igne günümüzde oldukça ucuza pazarlanmaktadir.Hele kutu ile 50 - 100 tanesi birden alinir ise çok ucuza gelir.Bu nedenle ignede en ufak bir paslanma, körelme, egrilme,kirilma belirtisi olan ve olta üzerinde sir çatlamasi görüldügünde bu igneler tereddütsüz degistirilmelidir.

    Balik avi için olta sekli ve numarasi seçiminde tecrübeli olmak gerekir. Bu konuda en iyi tedbir avciligina gidilecek balik konusunda usta bir balikcidan bilgi istemektir.Çünkü Uygun bir olta kullanilmadigi sürece avda basarili olma sansi hemen hemen hiç yoktur veya azdir.

    Olta igneleri sekil bakimindan, her hangi bir seyin takilmasina ait çengel veya kancalara benzemekteler isede, gerek çengel gerekse kancadan farkali taraflari vardir.her seyden önce, bir olta ignesinin, battigi yerden kolay kolay çikmamasi öngörüldügü için, uç kismi çok sivri olmalidir.ayrica kanca da ignenin ters yönde olmak üzere, ikinci bir uç açilmistir.Buna oltaci deyimi ile " DAMAK " denilmektedir.Damagin, kendisinden beklenen isi görebilmesi için sivri uca siddetle ihtiyaci vardir.Çünkü sivri uç baligin etine ne kadar çabuk ve fazla girerse , damak, kendisinden beklenen isi, okadar.Iyi basarir.Bu amaç içinde , çok kere olta ignelerinin uçlarini bileyenlere bile rastlanmistir.


    FIRDÖNDÜLER

    Kendi ekseni üzerinde, en küçük güce uyarak dönebilen, iki halkadan ibarettir. Fırdöndüler genellikle paslanmayan sarı madenden yapılırlar. Fırdöndünün halkalarından birisine beden, diğerine de olta ipi yani misina bağlanır. Takımı oluşturan elemanların uygun ve usulüne uygun bağlanmaması durumunda takımın gamlanmasına yani bükülüp kıvrılmasına ve kullanılamaz duruma gelmesine neden olur.

    En önemli özellikleri yük altında kolaylıkla dönebilmeleridir. Eğer bu olmuyorsa o fırdöndü iş görmüyor demektir. Bu amaçla son yıllarda plastik yataklı son derece hassas hemen hemen hiç gam yaptırmayan fırdöndüler üretilmektedir, ancak bunlar pahalıdır. Fırdöndülerin yük taşıma yetenekleri de önemli bir özelliktir. Bu amaçlarla fırdöndüler de iğneler gibi numaralanarak tanımlanmaktadır, yandaki şekil numaralamayı göstermektedir. Ancak bu numaralama sistemi amatörler arasında pek yaygınlaşmamış fırdöndü, boy uzunluğu ile tanımlanır olmuştur; 3 santim, 4 santim gibi. Bazı fırdöndülerin birer uçlarında kopça vardır, bu kopçalar fırdöndünün yemlenmiş hazır bir kasalı bedene veya atıp çekme avında kaşığın halkasına çabucak bağlanmasına yararlar. Dip sürütmeleri için ise üç kollu fırdöndüler yaygın olarak kullanılır. Ancak üç taraftan yüklenme fırdöndünün hassas olarak görev yapmasını engelleyebilir. Bu durumda ya beden ve olta tarafına birer fırdöndü daha eklenir veya iri balıkların avında bu zor olacağından çelik bir ek halkasına üç adet fırdöndü takılarak olta, beden ve iskandil ayrı ayrı fırdöndülere bağlanır. Fırdöndü seçimi amatörün bilgi ve tecrübesi ile olur.



    Tatlı sularda daha çok koyu renkli veya siyah fırdöndü kullanımı tercih edilirken denizde hemen hemen her renk rahatlıkla kullanılabilir.


    BİLGİLER ALINTI VE DERLEMEDİR.
     
  2. guvercinurfa

    guvercinurfa Well-Known Member Yönetim Üyesi

    Ellerine sağlık teşekkürler.
     

Sayfayı Paylaş